11 Ağustos 2016 Perşembe

karadağ-hırvatistan yada budva-kotor-dubrovnik


Mayıs ayında şans yüzüme güldü ve çok yorucu olsa da, 
müthiş bi grupla,şahane bi gezi yaptım,
bugün olsa yine giderim,yine giderim.
Ah bi fırsat,bi kısmet olsa!
O ülkeden o ülkeye koşturup durduk,kimi yer fakirliği çok hissettirdi,kimi yer doğayı,kimi yer sakinliği,kimi yer kültürü,sanatı.
bi de tanıdık bi havayı:) 
nede olsa OsmanlıDevleti'nin hakimiyeti oldu,yüzyıllarca.
Onca savaş ve kargaşa yaşamış memleketler bi ortak noktası var gibi hep.neredeyse hiç boyasız,pencereleri,kapıları çiçeksiz ev görmedim ben.tuvaletler nedense hep temiz.nedense sokaklar,caddeler,hatta sokak hayvanları bile sakin.
Yunanistan'dan(tık tık) başlayan gezimiz,Makedonya'ya (tık tık) uzandı.
Doğal olarak son zamanlarda hepimizin canı çok sıkkın olduğu için gezinin devamını bi türlü hazırlayıp yayınlayamadım.
Bu defa ben bişey demeyeyim de gözümden ve kalbimden gelen fotoğrafları koyayım.Aslına bakarsak sahiden de yazmaya takatim yok!



Budva'da kaldığımız otelin genel tuvaletlerinin kapısı.


ünlü ve pahalı tatilin yeri stefan adası,biz uzaktan baktık tabi.


uzunnn otobüs yolculuğundan sonra denizi gören biz:))


tadını böyle çıkaran da vardı:)





gülümseyebilmek ne güzelmiş,


anlatılmayı bekleyen Bosna-Hersek var sırada.
huzurlu haftasonu diliyorum.
:))
not:bloger arkadaşım  AZE buyulugerceklik.com da aynı yerdeymiş,çok da güzel anlatmış.
:)